Tuesday, September 25, 2007

soyle boyle

Hergun sabah kalkinca oglumuzun bagirislariyla uyanirken, bugunlerde bizimle barber yattigi icin ayaklari uzerimizde uyaniyoruz. Uyanir uyanmaz basliyor gunumuz, esime hadi gec kaliyoruz diyorum. Halbuki saat daha 7am. Ama hazirlanip evden cikincaya kadar saat 8i coktan geciyor. Kayinvalidemler geldigi icin oglumuzu bizimle cikmiyor artik her sabah disariya. O evde dolasmaya devam ediyor bagira bagira, sarki soyleye soyleye. Evimiz tren istasyonuna cok yakin onun icin hemencecik variyoruz istasyona, ve biniyoruz Boston T lerine. Yaklasik 15 dakikalik metro yolculugundan sonra okulumuza variyoruz. HEr sabah esimle asansoru kullanalim mi diye konusuyoruz, ve herseferinde kullanmaya karar veriyoruz. Benim ofisim 4. katta onun icin bana zor geliyor eski dik merdivenlerde acikcasi. Ama bazen asansordce gec geliyor, esimde bu yuzden bana bakiyor bir ic cekiyor. Ama sonunda geliyor asonsor. Esim 3. katta indikten sonra ben 4. kata devam ediyorum. Genellikle ben ofise geldigimde kimse okulda olmuyor. Sekreterimiz geldi ise ona Gunaydin diyorum, oda gulerek cevap veriyor. Kendisi Italyan asilli, ve bununla baya gurur duyuyor. Odam sekreteri gecince saga dondukten sonra sagdaki ilk oda. Odam okuldaki en serin odalardan birisi. Bende cok soguk odalari sevmem ama alismayada tabiki basladim. Son model bilgisayarimida calistirdiktan sonra gune maillerimi cekmekle basliyorum. Gunum boylelikle geciyor ayni sekilde hergun. Bazi gunler Harvard da ve MIT de seminerler oluyor onlarada katiliyorum, ve simdilik bun sekilde yorucu bir sekilde geciyor gunlerimiz. Boston hastaliklariyla unlu bir sehir ve bunlardan da aliyoruz tabiki nasibimizi. Projelerimizde iyi gidiyor simdilik. Londradaki ortak yazar arkadasimda tabiki yerinde durmuyor devamli besliyor engin bilgileriyle bizleri. Simdilik bu kadar. Kalin saglicakla.

Friday, September 7, 2007

Boston

Geldik sonunda yerlestik bu Boston denen sehre. Turkce karsiligi oldugu icinde yazildigi gibi okuyor Turk tanidiklar tanidklar. Ama ingilizlerde oyle okuyormus heralde. Evimize yerlestik, ve esyalarimizi aldik tabiki esimin istedigi turden. Bayanlari tatmin etmek baya zor alsinda, onun icin gozunu kapayacaksin ve alacaksin. Sonra evde mutlu mutlu yasayacaksin. Hem sen mutlu hem de onlar. Oglumuzda krese basladi ama kres yolumuz uzerinde olsada kostebek gibi yolun ustune cikmak tekrar inmek gercekten yorucu. Onun icin kayinpederleri cagirdik, sagolsun geliyorlar 1-2 hafta icinde ayin 18inde. Bizimkilerde ins terslik cikmazsa Ocak ayina yada subat ayina gelirler diye dusunuyoruz ama bakalim hayirlisi. Bu sehir cok yorucu, cunku devamli toplu tasima araci kullaniyoruz ve her turlu insanla beraber olman gerekiyor. Ama alisiyoruz sanki, sehir bize kendini sevdirmeye basliyor ve elh diyoruz. Bakalim ileriki gunler ne gosterir bilinmez. Okulda iyi sukur. Gidip geliyoruz derslerimiz basladi ve ogrencilerimizle bulustuk. Ilk bulusma basarili gecti sayilir. Bakalim nasil olacak devami. Ins hayirlisi. Ilk senemizde iyi bir degerlendirme almamiz lazim ogrencilerimizden. Selim buyuyor ve tabiki olaylara yaklasimi ve size olan bagliligida degisiyor. Kendini vazgecilmez yapiyor. Heyecenaliyiz bakalim, yeni ve yorucu hayatimiza alismaya calisiyoruz. Ustesinden geliriz ins dualarinizla. Buralara yollariniz duserse bekleriz bakalim...

Saturday, August 11, 2007

Mezuniyet toreni

Belkide hayatimin en onemli ve anlamli mezuniyet torenine katildim. Gercek cok duygulandim ve podyuma cikinca cok duygulandim. Doktora mezunlarina ozel bir toren yapiyorlar. Giydiginiz mezuniyet elbiseleri bastan asagi farki ve elinizde hood (üniversitelerde rütbe göstermek için pro- fesörlerin cüppelerine takılan başlık şeklindeki parça) tasiyorsunuz ve onu siraniz gelince hocaniz sizin boynunuza geciriyor. Yani kisacasi guzel bir duygu, ondan size bu rutbe geciyor yani. Bu parcayi hep yanimizda tasiyacagiz ve bizde ogrenci yetistirdigimizde mezun oldugumuz okulu temsilen giyecegiz. Yani cok onurlu ve guzel bir olay. Allahima binlerce sukurler olsun bu gunleri bizlere yasattigi icin. Sevdigimiz arkadaslarimizda bizleri yanliz birakmadilar sagolsunlar. Boylelikle onlarinda katilimiyla guzel bir gun gecirdik anlayacaginiz. Bu gunleri yasamamda tabiki esiminde buyuk emekleri var sagolsun. 10 agustos 2007 kisacasi benim ogrenciligimin son gunu oldu hayirlisi ile. Insallah isteyen arkadaslarimizada nasip olur. Selamlar ve sevgiler.

Tuesday, July 17, 2007

Sonunda

Elh. son doskuslardan sonra hocamin imzasini aldim ve bitti artik bu tez isi.Tam 115 sayfalik bir tez olsu, ortalama bir buyukluk tez icin. Sonunda bugunleride gorduk. Simdi artik tasinma ve konferansa motive olmam gerekiyor. Anlayacaginiz bir is bitiyor digeri basliyor. Sukurler olsun...

Sunday, July 8, 2007

Teze son dokunuslar

Tezimin son halini vermeme az kaldi. Istenilen revizyonlari yaptim sukur ve ingilizcesini kontrol ettiriyorum simdi. Benim hoca baya kasti bu konuda. Uzadikca uzuyor tezimin icerikleri. Herseye bir destek bulmami kisacasi desteksiz atmami istiyor hocam. Tabiki aslinda cok guzel birsey. Insan desteksiz atmamali tabiki :) Aslinda ben atmiyordum ama bunu referans vermeden yapmazsan hocama anlat birde. Gercekten bu ingilizce olayinada baya takmisti hocam. Su anda baya oturdu artik. Biraz uzerinde calisinca dergiye beraber gonderecegiz ins. Sagolsun oda bikmak usanmak bilmeden devamli okuyor tezimi. Ezberledi artik acikcasi:) Birazda konuyu sevdi aslinda, degisik geliyor ona boyle yeni konular ve benim calisma sevkim. Ama cok sikilincada adamda kalmiyor bazen calisma istegi ve zevki. Son 2 hafta ha gayret son halini teslim edip tasinma ve konferans olaylarina ugrasmam lazim. Dr. Sebo olduk ama hocamizdan son bir imzayi almak icin ugrasip duruyoruz su anda anlayacaginiz. Biryandanda oglumuz baya yaramazlasti, biryerlere gidip duramaz olduk. Her tarafi karistirmaya calisiyor. Ve tabiki bizimde gozlerimiz her zaman onun uzerinde olmasi gerekiyor. Hayirlisi ins, buyuyorlar ve ihtiyaclarida degisiyor

Tuesday, June 26, 2007

Tez savunmasi

Dun doktora tezimi savundum ve gectim sukurler olsun. Artik doktorum yani anlayacaginiz. Sukurler olsun. Degisik bir duygu tabiki, basta anlayamiyorsunuz kiymetini sonradan farkediyorsunuz artik hayatimizda yeni bir sayfa actigimizi. Ona gore yasamamiz gerektigini. Hayirlisi onun sorumlulugu bilenlerden ve yasayanlardan eylesin mevla insallah. Artik sira esimde, onun icin oglumuzu ben devraldim. Bakalim onunla baya uzun gunler gecirecegiz beraberce. Umarim esiminde sileri yolunda gider ve basarili bir sekilde tezini savunur. O 3 calismayi birlestirip bir tez yapiyor, baya buyuk seyler basariyor yani. Ikimizde elimizden gelenin en iyisini yapmaya calisiyoruz. Bu arada gidecegim okula karar verdim. Northestern University de olacagim gelecek sene insallah. Diger okullari arayip gelemeyecegimi soyledim. Onlarda ozel okul idiler ve sartlarida baya cazip idi (Syracuse University, ve University of Hartford). Ama bakalim gelecek sene son gidecegim okula karar verirken kendileriyle tekrar gorusecegim. Su siralar tasinma hazirliklarina baslamamiz lazim. Ben yavas yavas elektrik, tel, ve interneti kestirmeye basladim. Ama baya cok sey var daha. Bu arabayi gonderecgimiz sirketi vs ayarlamam lazim. Yani bir suru prosedur. Ama yeni bir mekana tasinmak ve yuva kurmak kolay degil. Tabiki vakit alacak. Gelecek sene gidecegim okuldada ilk donem MBA lere ders verecegim. Yani baya iyi hazirlanmam gerekecek. Onunda biraz stresi sardi anlayacaginiz. Oldu gorusmek uzere. Yine bekleriz. Selamlar.

Tuesday, June 19, 2007

senaryolar

Yine bir ay gecmis yazmamisim. Su siralar hangi okula hoca olarak baslayacagim, tezimin son halinin verilmesi gibi meselelerden vakit bulamiyorum. Vakit bulsamda oglumuzla ilgileniyoruz. Dun aci bir haber aldik, esimin anneannesi vefat etmis. Allah rahmet eylesin insallah. Uzaklarda olmanin bu kotu tarafi var. Istedigiiz zaman gidemiyorsunuz, gorusemiyorsunuz. Benim de 5 sene oldu zaten. gercekten bende bu konuda cok muzdaribim Bir gitmem gormem lazim artik herkesi. Bu arada bende hangi okulda calisacagima karar verme asamasindayim. Northeastern universitesi gorunuyor biraz ama tam emin degilim daha. Tabiki NU da calisirsam, esimle beraber gidip geliriz okula yani. Bu yonden baya rahat oluruz ins. Ama tabiki butun opsiyonlari degerlendirmemiz lazim...

Wednesday, May 30, 2007

Selimle havuz sefasi

Aslinda Selim ve ben havuz sefasi yapiyorduk, yaninda yuzme elbiselerimiz olmadigi icin ben girmemeyi tercih ettim. Zaten kendimi yuzme havasinda hissetmiyordum. Ama Selim varya Selim o tam havasinda idi. Baba ben giriyorum elbiselerimle, dayanamiyorum havuzun cazibesine artik dedi. Havuzda yeni temizlenmis taze taze yani :) Sonra cocuklar icin ayrilan bolume gitti ve birakiverdi kendisini o berrak sularin icine. Balik gibi bir o tarafa bir bu tarafa yuzdu. Derler ya anasinin karnindami ogrenmis diye tam oyle. Mubarek goren Amerikan yuzme takimindan zanneder. 100 tur attiktan sonra yoruldum abab gidelim dedi. Ve tam eve donerken, annesi gordu bizi ve gerisini biliyorsunuz... Bu havuz sefasi aramizda kalsin sakin annemize soylemeyin. Gercek budur, diger hikaye annemizin canini cekindirmemek icin. sssss....

Tuesday, May 22, 2007

Uzun ara

Uzun bir ara verdigimin farkidayim. Hic yazmiyorum bloguma. Dariltmadan yazayim birseyler. Yoksa donemeyecegim yazmaya. Buraya yazmadigim donemlerde tezimle alakali islerle ugrasiyordum. Sukur bitirdim ve Haziran 25indede savunacagim. Yolunda gitti tezimle alakali calismalarim, ve okulu erkenden bitiriyorum. Hayirlisi ins. Bakalim is gorusmeleride yapiyoruz. Ins birseyler cikarda onu dusunmektende kurtuluruz. Dua edin ins. Oglumuzda buyuyor tabiki, gecen hafta Boston da idik, adam yerinde durmuyor masallah. Devamli hareket. Tabiki bu hali bizi cok mutlu ediyor, benim duydugum cocuklugumu hatirlatiyor bana. Sabretmeyi ogeniyor insan ayrica. Simdi geliyor asil sorumluluklar. Hayirlisi bakalim. Simdilik bu kadar, selametle dualarinizi bekliyoruz...

Tuesday, April 10, 2007

Gel gitler

Gecen cuma tezimi savundum ufak tefek degisiklikler yaptiktan sonra bitti tamam olacak. Bu sevindirizi bir olay tabiki. Ama zorlu is bundan sonra basliyor, ciddi ciddi is arama telasi. Insallah biran once guzel bir yer olurda kurtuluruz bu stresten. Aslinda okulu bir kac sene erken bitirmemden is aramaya gec basladim. Ama hayirlisi rizik Allah tandir dimi. Bu arada gecen cumadan beri birsey yapamadim, yeni bilgisayarim gelecek onu bekliyorum dort gozle, gelince baslayacagim tekrar calismaya. Hayirlisi bakalim. bu arada yeni gidecegimiz yerde ev tutmamiz lazim, onu arama hazirliklarida basladi aslinda. Haziran ayi gibi gidecegiz ev bakmaya, basta kiralariz belki ama uzun vadede satin almayi dusunuyoruz bir ev. Tabiki bunlar birer dusunce, cunku boston da evler baya pahali, tabiki bizde guzel evler istoyoruz. Simdilik bu kadar, hoscakalin...

Monday, April 2, 2007

Sabir

Esimle gecen gun sabirli olmanin oneminden bahsediyorduk, konuda Selim in sabirsizligi. Tipki sen gibi sabirsiz dedi. Aslinda haklida ben biraz sabirsizim heralde, birseyler hemen olsun istiyorum, yani sonucunu gormek istiyorum. Bunu biran once ogreneyim derken bazen insan stratejik hatalar yapabiliyor, yani sabirli olmak lazim ozellikle Amerika gibi bir ulkede. Insanlar islerini aceleye getirmeden yavas yavas yapiyorlar, bazen patlayasiniz geliyor ama adamlar acele edip hata etmektense usulca yapip dogru yapiyorlar. Yani kamplumbaga misali, yavas ama emin adimlarla hedefe ilerleme, bizimkiside biran once olsun dusuncesiyle yapilan bircok hata. Sonucta kamplumbaga bizden daha once hedefe variyor oyle yada boyle, biz sadece hedefe ulasmamanin verdigi uzuntu ile kivranip duruyoruz. BAsliyoruz yerimizde saymaya, tabiki firsatlarda kacmis elimizden. Onun icin sabirli ve sakin olmak "cool" hepimize tavsiye edilir. Hem boyle sakin ve isini dogru durust yapan insanlari once Allah sonrada kullari sever...

Saturday, March 24, 2007

Selim'e


Selim artik masallah yerinde durmuyor, ve cok kullandigi kelime ac ac. Birseyi istediginde ac ac diye bagiriyor tatli tatli. Aciktigi zaman mamma, elma vs diyor isaret ederekten. Aciktigini acikca belli ediyor yani... Onun birde pilli ati var, koyuyorsun digidigidik gidiyor. At kelimesinin birsey atmak oldugunuda biliyor. Ver kelimesini, getir kelimesinide biliyor. Baba ile anneyi bazen karistiriyor. El supurgesi bu kucuk elektrikli el supurgelerinden, tasimasi cok kolay yani. Aciyoruz bazen pili bitinceye kadar etrafi supurmeye devam ediyor. Ben yorulmuyorum, ama ayni zamanda su tezleri bitirmeye calisiyoruz ya ondan biraz. Yoksa ona butun zamanlarimiz feda olsun ins. Su anda devamli inglizce seyrediyor ama bileniniz Turkce birseyler varsa online adresini gonderirse seviniriz. Abonede olabiliriz aslinsa. Maksat Turkce ogrenmek olsun dimi. Onun 3-5 dil bilmesini istiyoruz ve oyle yonlendirecegiz ins. Hayirlisi bakalim. Ben de baya yaramazmisim, ama Selim kadar mi bilmiyorum. Duydugumuz kadariyla anneside durmazmis yerinde hic. Su kilkurdu hikayesi...Fotograf makinasini bir arkadasa emanet vermistik New York sokaklarinda kaybetmis. Hangi zenci kullaniyordur, yada ebay de satilmistir belki. Sagolsun arkadas parasini verdi Iremin begendigi makinalar var onlardan birisini alacagiz 100 megapixel li:) Bu cocuk muhabbeti yapmak cok eglenceli yaw, dertlerinden siyriliyorsun, kendini unutuyorsun. Bize cennetten gelmis, evimize cennet bahcelerini getiren biricik emanetlerimiz onlar, nasil bikalim dimi. Herkese nasip olsun ins, aslinda Selim de sansli tam biz ogrenciligimizde geldi hayata, ve onunla hep ilgileniyoruz. Ins digerlerinede onun gibi ilgilenebiliriz, tabiki nasip olursa. Amma uzun oldu backyardigans lara. Bu arada orijinali gibi olmuyor cizgi filmler, selendirme effectler falan kayboluyor. Artik bizde cocuk programlarini seyretmekten sikinti basiyor artik. Gelip ac ac ac diyor istedigi programi actiriyor benim laptop ta, calisiyormusum hic onemli degil. Oglumuzu hem ben hem de annesi cok seviyoruz, ve onun iyilikleri icin hep dua ediyoruz. Sizlerde kendi cocuklarinizdan ve bizden eksik etmeyin dualarinizi insallah... Bu yaziyi oglumuzun sayfasina yazmistim, ve buraya girenlerde okusun istedim insallah.

Thursday, March 15, 2007

Bu ayrilik

Bu ayrilik gercekten icimi yakmaya basladi hic annem ve babamdan bu kadar ayri kalmamistim. Babamin resmini gordum bugun Talha nin sayfasinda, hemen kucaklamak istedim onu, ama uzaklarda mumkun degil. Zaten ruyalarimdan da cikmiyorlar. Rabbim biran once anne ve babama kavusmayi nasip eyle. Dusunuyorumda en yakin gelecek kisa gideriz gibime geliyor oda en iyi ihtimal, cunku yeni sehre tasinmak ise baslamak hepsi baya vaktimizi alacak. Arada bir kacamak yapip gideyim mi diyorum, ama gelirken vizeye basvuracak olmam ve ne kadar bekleteceklerini bilmedigimden cesaret edemiyorum, cunku bu yaz ders verecegim okulda. Ve mayis ortasinda baslayacak muhtemelen. Insallah biran once bir firsat dogarda gideriz ozledigimiz diyarlara, ve anne babamiza. Gercekten cok zor dostlar, bundan sonra senede birkac kere TR ziyareti yapariz isleri yerine koyduktan sonra. Amin Allahim amiiin. Sen hem bize hem de anne babalarimiza sabir ve selamet ver. Iki cihanda bizleri onlardan ayirma. Ayrilik, hasret ve mucadele. Hayatimiz boyle yazilmis ve yasiyoruz. Guzel seylerde nasip oluyor tabiki. Ikimizde doktoralarimizi bitiriyoruz, ve guzel yerlerde islere baslayacagiz peygamber meslegine. Oglumuz o zaten basli basina bize Rabbimizin buyuk bir hediyesi ve emaneti. Ona gore yetistirip onun yolundan gidenlerden ve onu bilenlerden olur ins. Ah annem ve babam sizleri soyle doya doya kucaklasam ve sarilip opse idim. Sizde ayni sekilde hem beni, hemde gelininizi ve torununuzu. Olur ins birgun en yakin zamanda. Hayirsiz evlat degilim inanin, sadece nasip olmadi gorusmek onca seneler...Sizi mutlu edecegiz insallah en kisa zamanda...Siz kulak asmayin insanlarin onlar gelmez artik demelerine, olmadi siz gelirsiniz insallah. Bu diyarlari sizde gormus olursunuz dunya gozuyle...Amiiiin.

Saturday, March 10, 2007

Gunlerimiz dolu dolu gecmeye devam ediyor. Selim i kresten aldiktan sonra okula bir ben gidiyorum bir Irem gidiyor, aslinda ben evden calisabildigim icin cogu gun ben kaliyorum. Tabiki oglumuzla birbirimizi daha da cok kesfetmeye devam ediyoruz. Adam resmen karakter oldu, sadece oynamak yetmiyor konusmakta gerekiyor. Merakli merakli ne uzerine isen gelip bakiyor. TV de seyretmeye devam ediyor, aslinda bu olaydan memnun degiliz ama gosterip ac ac diyor. Bizde bazi programlari seyrettiriyoruz. Internettende bazi Turk cocuk programlari indirip seyrettiriyoruz. Olsun bakalim zaten krese tekrar baslayinca TV seyretmeyecek gene.

Insana cevresinde yasadigi olaylar sabri ve sukru ogretiyor. Aslinda o kadar cevremizde gecen olaylarda etkimiz olabildigini dusunuyorsun. Yani aslinda hayatimizda cok az seye kendimiz karar veriyoruz ve planliyoruz, gerisi cevremize gore duzenledigimiz hayatimiz. Aslinda bizim icin bicilmis bir hayati yasiyor gibiyiz, tabiki onumuze sunulan seceneklerden bazilarini secip yolumuza devam ediyoruz.

Monday, March 5, 2007

Cocuklarimiza sevgi ve sefkatteki ornek

Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav)'in tüm insanlığa örnek olan şefkati, merhameti ve müminlere olan düşkünlüğü, çocuklara olan tavrında da çok yoğun olarak görülmektedir. Peygamberimiz (sav) hem kendi çocukları ve torunları hem de ashabının çocukları ile çok yakından ilgilenmiş, doğumlarından isimlerinin konmasına, sağlıklarından ilimlerinin artmasına, giyimlerinden oynadıkları oyunlara kadar onlar için tavsiyelerde bulunmuş, hatta bizzat yol göstermiş, ilgilenmiştir.

Örneğin, Peygamber Efendimiz, kızı Hz. Fatıma (ra)'ya, her iki torununun doğumundan hemen önce"Doğum olunca bana haber vermeden çocuğa hiçbir şey yapmayın"181 diye tembihlemiştir. Bebeklerin doğumundan sonra ise onların beslenmelerini, bakımlarını ve nasıl korunacaklarını bizzat göstererek anlatmıştır.

Peygamberimiz (sav) ayrıca, yeni doğan bebeklere, çocuklarına, torunlarına ve ashabının çocuklarına hep dua etmiştir. Onları severken ya da onların oyunlarını izlerken, onlar için Allah'tan hayırlı ve uzun bir ömür, ilim, hikmet ve iman istemiştir. Örneğin torunları Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin'e her vesilede dua etmiş ve bu duasının, Hz. İbrahim'in Hz. İshak ve Hz. İsmail için ettiği dua olduğunu belirtmiştir.

Ashabından İbn-i Abbas (ra) çocukken Peygamberimiz (sav)'in kendisine "Allah'ım buna hikmeti öğret" diye dua ettiğini aktarır. Ashabından Enes (ra)'e ise çocukluk döneminde, Allah'ın mal ve evladını çok ve ömrünü uzun kılması ve verdiklerinin Enes (ra) hakkında hayırlı ve mübarek olması için dua etmiştir.

Peygamber Efendimiz çocukların oyununa da çok önem vermiş, hatta zaman zaman onlarla oyun oynayarak ilgilenmiştir. Hz. Peygamber (sav), "Çocuğu olan onunla çocuklaşsın" diyerek, anne babalara çocuklarını bizzat eğlendirmelerini tavsiye etmiştir. Peygamberimiz (sav) çocukların yüzme, koşu, güreş gibi oyun ve sporlarla meşgul edilmelerini de tavsiye etmiş, hatta torunlarını ve çevresindeki çocukları buna teşvik etmiştir.

Birçok sahabe, Peygamber Efendimizin çocukları nasıl sevdiğini, onlarla nasıl ilgilendiğini ve oyunlar oynadığını aktarmıştır. Bunlardan bazıları şöyledir:

Hz. Enes (ra):
"Resulullah aleyhissalatu vesselam çocuklarla şakalaşmada insanların en önde olanıydı."

El Bera (ra):
"Peygamber Sallallahu aleyhi ve sellemi Hasan omuzunda iken gördüm�"
"Peygamberimiz (sav) kızı Hz. Fatıma (ra)'ya şöyle derdi: 'Haydi şu oğullarımı (Hasan ve Hüseyin) çağır bana!' Ondan sonra o ikisini göğsüne basar, koklardı."

Ya'la İbnu Mürre (ra) Peygamberimiz (sav)'in çocuklara olan sevgisine, onlarla nasıl şakalaştığına dair şunları anlatmıştır:
"Bir grup ashab, Resulullah ile birlikte aleyhissalatu vesselam'ın davet edildiği bir yemeğe gittiler. Yolda torunu Hüseyin'e rastladılar, çocuklarla oynuyordu.

"Resulullah (sav) çocuğu görünce ilerleyip cemaatin önüne geçip onu tutmak için ellerini açtı. Çocuk ise sağa sola kaçmaya başladı. Resulullah da onu takliden sağa sola koşarak, tutuncaya kadar peşinde koştu. Yakalayınca ellerinden birini çenesinin altına diğerini de ensesine koyup öptü ve 'Hüseyin bendendir. Ben de Hüseyindenim. Kim Hüseyin'i severse Allah da onu sevsin. Hüseyin sıbtlardan bir sıbttır (torun)' buyurdu."

Hz. Enes (ra)'in bildirdiğine göre Resulullah (sav), "dünyadaki iki reyhanım" dediği torunları Hasan ve Hüseyin'i sık sık yanına çağırtıp onları koklar ve bağrına basardı.

İbnu Rebi'ati'ibni'l Haris (ra) diyor ki:
"Babam beni, Abbas (ra)'da oğlu el-Fadl (ra)'ı Resulullah'a gönderdi. Huzurlarına girdiğimiz zaman bizi sağlı sollu oturttu ve bizi öylesine sıkı kucakladı ki daha kuvvetlisini görmedik."

Resulullah (sav)çocuklara olan sevgisini gösterirken sıkça onların başlarını okşardı ve onlara hayır duaları ederdi. Örneğin Yusuf İbni Abdillah İbni Selam (ra), "Hz. Peygamber (sav) beni Yusuf diye isimlendirdi, başımı okşadı" der. Amr İbnu Hureys (ra) ise annesinin kendisini Hz. Peygamber (sav)'in huzuruna götürdüğünü, Resulullah (sav)'ın başını okşayıp bol rızka kavuşması için dua ettiğini, Abdullah İbnu Utbe (ra) de beş-altı yaşlarındayken Peygamberimiz Efendimizin başını okşayarak, zürriyeti ve bereketi için dua ettiğini hatırlayabildiğini anlatır.

Hz. Muhammed (sav)'in çocuklara gösterdiği ilgili ve sevgi dolu tavrı, Ebu Hüreyre (ra) de şu örneklerle anlatmıştır:

"Meyvenin ilk çıkanı getirildiği zaman Resulullah (sav) şöyle derdi: 'Allah'ım Bize, Medinemize, meyvelerimize, müdd ve saımıza (yani ölçeklerimize) kat kat bereket ver' diye dua ederdi. Sonra meyveyi orada bulunan en küçük yaştakine verirdi."

"Çocuğa karşı yumuşak davranmak Allah Resulü'nün adetlerindendi. Allah Resulü bir seferden döndüklerinde çocuklar kendilerini karşılarlardı. Allah Resulü de durur sahabelerine çocukları kaldırmalarını emrederdi. Onlar da çocukların kimini Allah Resulü'nün önüne kimisini terkisine bindirir ve bazılarını da kendileri bineklerine alırlardı."

"Resulullah (sav) Hz. Fatıma'nın evinin avlusuna geldi ve oturdu. 'Burada çocuk var mıdır?' diye sordu. Hz. Fatıma'nın çocuğu (Resulullah'ın torunu), süratle koşarak geldi ve Resulullah'ın boynuna sarıldı. Resulullah çocuğu öptü."

"Çocuklarla o kadar içice olmuştu ki, bir defasında yarış yapan çocukları görmüştü de, onların neşesine katılmak için birlikte koşmuştu."

Cabir İbnu Semüre (ra) de aynı konuda şunları anlatmıştır:

"Resulullah aleyhissalatu vesselam'la birlikte ilk namazı kıldım. Sonra aleyhissalatu vesselam ehline gitti. Onunla ben de çıktım. Onu bir kısım çocuklar karşıladı. Derken onların yanaklarını bir bir okşamaya başladı. Benim yanağımı da okşadı. Elinde bir serinlik ve hoş bir koku hissettim."

Kız çocuklarının doğar doğmaz öldürüldükleri bir dönemde peygamber olarak görevlendirilen Hz. Muhammed (sav), kız çocuklarını da erkek çocuklardan ayırmamak gerektiğini, kız çocuklarını öldürmenin günah olduğunu bildirmiş, ve hepsine eşit sevgi ve ilgi göstererek, topluma da güzel bir örnek olmuştur. Peygamberimiz (sav)'in kız çocuklarındaki güzel özellikleri vurguladığı sözlerinden biri şudur:

"Kız ne güzel evlattır. Şefkatli, yardımsever, munis, kutlu ve analık duyguları ile doludur."

Peygamberimiz (sav) sevgisini hem sözleriyle hem de davranışlarıyla gösterirdi. Çocuklara onları sevdiğini söylerdi.

Peygamber Efendimiz, çocuklara olan şefkatinde hiçbir ayırım gözetmezdi. Kendi çocuklarına ve torunlarına gösterdiği sevgi ve merhametin aynısını diğer Sahabî çocuklarına da gösterirdi. Halid bin Said (ra), Peygamberimiz (sav)'i ziyarete geldiğinde yanında küçük kızı da vardı. Habeşistan'da doğduğu için, Peygamberimiz (sav) ona ayrı bir yakınlık gösterirdi. Bir seferinde Peygamberimiz (sav)'in eline işlemeli bir kumaş parçası geçmişti. Hz. Halid'in kızını çağırttı ve ona verdi, sevindirdi.

Cemre o sıralar küçük bir çocuktu. Babası alır, onu Peygamberimiz (sav)'in huzuruna götürür, derdi ki: "Yâ Resulallah, şu kızım için Allah'a bereketle dua eder misiniz?" Peygamber Efendimiz Cemre'yi kucağına oturttu, elini başına koydu ve bereketle dua buyurdu.

Peygamberimiz (sav)'in yardımcısı Hz. Zeyd (ra)'in oğlu Üsame (ra) Peygamber Efendimiz ile ilgili şunları anlatmıştır:

"Resulullah bir dizine beni, bir dizine de torunu Hasan'ı oturtur; sonra ikimizi birden bağrına basar ve 'Ya Rabbi, bunlara rahmet et. Çünkü ben bunlara karşı merhametliyim' diye dua ederdi."

Bazı kimseler, Peygamberimiz (sav)'in çocuklarla oyun oynamasını, onlarla ilgilenmesini anlamıyorlardı. Bir defasında Akra bin Habis (ra), Peygamberimiz (sav)'i, Hz. Hasan'ı öperken gördü ve şöyle dedi:

"Benim on çocuğum var. Şimdiye kadar hiçbirini öpmedim." Bunun üzerine Peygamberimiz, "Merhamet etmeyene merhamet olunmaz" buyurdu."

Peygamber Efendimiz mübarek evladı Hz. İbrahim'i de, süt annesinin evinde sık sık ziyarete gider, şefkat ve merhametini göstererek, başını okşar, bağrına basardı. Peygamber Efendimizin hizmetkarı Hz. Enes (ra), ilgili bir hatırasını şöyle anlatır:

"Ben ev halkına Resul-i Ekremden (sav) daha şefkatli, daha merhametli davranan bir kimse hayatımda görmedim. İbrahim, Medine'nin Avali kısmında sütannesinin yanında bulunurken, Peygamberimiz onu görmeye gider, biz de beraberinde bulunurduk... Peygamberimiz içeri girer, oğlunu alır, öper, sonra dönerdi... Yine bir gün gittiğimizde Resulullah çocuğunu getirtti, bağrına bastı. Ona bazı sözler söyledi, onunla konuştu."

Hazret-i Ali anlatıyor:

"Peygamber Efendimiz bize ziyarete gelmişti. O gece bizde kaldı. Hasan ve Hüseyin de uyuyorlardı. Bir ara Hasan su istedi. Peygamberimiz hemen kalktı ve su kırbasından bir bardak su aldı, çocuğa verdi�"

Peygamberimiz (sav), ayrıca müminlere çocukları arasında adaletle davranmalarını hatırlatmış ve şöyle demiştir:

"Allah'tan korkun. Çocuklarınızın size itaatli olmalarını istediğiniz gibi siz de onların aralarında adaletle davranınız."

"Allah öpücüğe varıncaya kadar her hususta çocuklar arasında adaletli davranmanızı sever"

Peygamberimiz (sav) çocukların eğitilmeleri ve güzel ahlak ile terbiye edilmeleri üzerinde de durmuş ve bu konuda birçok tavsiyede bulunarak yol göstermiştir. Peygamberimizin (sav) bu konudaki sözlerinden bazıları şöyledir:

"Bir baba çocuğuna güzel ahlaktan daha üstün bir miras bırakamaz."

"Çocuğun, babası üzerindeki haklarından biri ismini ve edebini güzel yapmasıdır."206

"Çocuklarınıza ikram edin ve terbiyelerini güzel yapın..."

Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav), her konuda olduğu gibi, çocuklarla ilgilenmesi, onlara gösterdiği sevgi ve şefkat ile müminlere en güzel örnektir. Peygamberimiz (sav) "Küçüklerimize şefkat etmeyen ... bizden değildir" diyerek, çocuklara gösterilen şefkatin önemini belirtmiştir.

Saturday, March 3, 2007

Kader

Dun arkadaslarla sohbet ederken konu dondu dolasti kader konusuna geldi. Kader konusu cok hassas bir konu, insani veli de eder deli de. Veli etmesi kaderin varligini bastan kabul etmek, yuce yaraticinin herseyi bilip ona gore kaderimizi yazmis olmasina baglamatan geciyor. Yani kadermizi cizmede bizim dogrudan rolumuz var, ve kader surekli yenilenip yaziliyor her bir canli icin. Kaderi etkileyen en onemli etkenlerin basinda bizim kendimize ve baskalarinin bizlere ettigi dualar geliyor, ve tabiki Allah in takdiri. Diger deli olma yoluda aslinda cok kolay. Sorgulamay baslayacaksin, niye benim kaderim boyle niye onlarin kaderi boyle. Benim ne sucum varda bu boyle oldu turunden insani isyana goturen yollar. Bu deli eden yol insani gercekten sonu olmayan belirsizlikler yolu gibi gorunebilir ama sonucta ondan cikmakta insanin elinde. Kaderler ilgili her kitabi okumamamk lazim. Onunla alakali guvenilir kaynaklari cevremize sorup ogrenmek lazim, yani tercih sonucta bizim. Simdi bu yaziyi ben yazmak istedim, Allah da nasip etti yani kaderimi bu yonde yaratti ki oldu. Sonucta o istemeden bir yaprak yerinden oynamaz denmiyormu. Onun icin birbirimize, once en yakinlarimizdan baslamak uzere hayirli dualar edelim, ve kendimizide unutmayalim tabiki. Bu arada dua edeceginiz arkadasiniz illaki sizin dininizden olmasi gerekmiyor, herkese dua edebilirsiniz. Sonucta takdir O na kalmis...Isleriniz gonlunuzce, rast gitsin ve O sizi her iki dunyada sizleri mutlu etsin insallah...Amiiiin. Zaten biz Turk toplumu degilmiyiz cocuklarimiza ve evde besledigimiz hayvanlarimiza kader ismini veren...Ama korune korune bir kadercilik degil bu, calisip didinip ve dua etmek var. Yani elinden geleninin en iyisini yapmaya calismak, ve sonucunu Allah a birakmak ve hayirlisi olsun diye dua etmek. Kaderin devamli degisik vesilerle yenilendigini untmayaraktan...

Thursday, February 22, 2007

Gocme vakti

Cevremizdeki arkadaslarda cok guzel haberler aldilar, ve onlarda Dallas tan ayrilacaklar hayirlisi ile. O kadar bir ayriliski bazi arladaslarimiz la aramiza okyanuslar girecek, belki onlari ziyaret etmemiz icin vize almamiz bile gerecek, ama hayirlisi insallah, cok seviniyoruz onlar icin. Bende gorusmeye gittigim okuldan cevap bekliyorum, ne kadar sikici birsey aslinda, her an telefona ve emaillere bakiyorsun. Ondada vardir bir hayir, gec olsun guc olmasin demis atalarimiz. Sabretmek lazim yani...Ama hepimiz teker teker Dallas tan ayrilirken birbirimizin kiymetini anlamaya basliyoruz. Gitmeden son zamanlarimizi yasayalim beraberce doya doya...Ve huzunlu teker teker evimizden ilk goz agrimizdan J.R. Ewing in Dallas indan ayrilis...

Friday, February 16, 2007

yogunluklar

Insan yogunluklara dalinca unutuveriyor gundelik yaptigi isleri, cunku yerlerine baska islerimiz geciyor onlarin. Bu sekilde baya yogun gunler geciriyoruz su siralar, onun icin eskiden hergun yada gunasiri yazdigim bu koseyede yazamiyorum. Ufak bir kacamak arasinda karalayalim birseyler bakalim. Aile insanin hayatinda en onemli kurum ve onu saglam tutmak icin ugrasmak gerekli. Cunku ailenin dayanikliligi ve saglam olmasi onun herturlu olumsuz durumlardan basarili cikmasina bagli. Her basari saglamlastiriyor, ve yikilmasini zorlastiriyor aile kurumunun. Tabiki aileyi olusturan kisilerinde birbirlerini cok sevmesi ve baglanmasi lazim, bu sekilde bu turlu ailelerde yatisen insanlar toplumda hem daha cok kabul goruyor, hem de sosyal oluyorlar. Bugun bir arakadasla konusuyorduk, onlarinda bizimkinden 5-6 ay buyuk kizlari var, onun icin boyle konularda ortak seyler bulup konusabiliyoruz. Ornegin benim bir tesbitim var di, biz hem kendimiz hem de cocuklarimiz icin hasta olmuyoruz, cunku yakalandigimiz her hastalik bize zarar veriyor, cocuklarimizada bulasma ihtimalide var tabiki...

Wednesday, February 7, 2007

Sorgulama

Esim okulumuzdaki doktora gitti gecenlerde ve oradaki doktorun ilk teshisiyle korkutucu birseyler soylemis. 2 gun sonraya randevu alindi isin uzmanindan ve ona gidinceye kadar baya uzuntu yasandi. Ama sukur birseyler yokmus, ve beraberce sevindik... Yoksa ne yapardik biz sensiz...

Friday, February 2, 2007

Yeniden yazmaya donus

Su siralar baya yogun geciyor onun icin vakit bulup yazamiyorum. Oglumuz bu hafta ici basladi krese, koyarken ve alamaya gidince agliyor yani bizde uzuluyoruz bu duruma. Insallah en kisa surede alisir diye dusunuyoruz. Tez olaylarida iyi gidiyor sayilir, olumlu sonuclar buluyorum, tabiki buda beni sevidniriyor. Yani okulu bitirecegiz yani erkenden. Esiminde yeni bir calismasi bizim alanlarda en iyi dergiye kabul aldi, basilacak yani. Bu ise girecegi universitede kisa surede kalici olacagi anlaminada geliyor. Bu yogunluklar arasinda birde benim asistani oldugum bir cinli var, bana kok sokturmeye caliyor. Ins ustesinden gelirim onunda. Ama baya vakit oluyor, o vaktimi kendi tezime ayirabilirim aslinda... TR yede ins gelecek kis gideriz, bu sene buralarda baya soguk geciyor kislar. son iki aydir $200 ustunde elektrik parasi veriyoruz. Herseyimiz elektrikli, isinma, su, ocak, vs. Ve sanilanin tersine buralarda elektrik ucretleri baya pahali...Ev kontratimiz bitti ama, sukur 4 ayligina uzatacaklar yeni kontratimizi ayni kiradan, aslinda ben son 4-5 ayimizi yeni bir evde gecirelim istiyordum ama, tabiki oglumuzla tasinmak cok zor olacak...Simdilik buralarda kalacak gibiyiz.

Monday, January 22, 2007

Dallas a dondum




2 gunluk yogun bir konferans programindan sonra Dallas a dondum. O herzamanki guler yuzu ile esim ve oglum karsiladilar beni. Mutlu oluyor insan bu sekilde. Donuste ucagimiz baya sallandi, acikcasi korktuk. Benimle beraber Ali abi, ve bir Cinli kiz vardi bizim okuldan. Zaten Ali abiyle odalarimizi paylasmistik. Iyide oldu birbirimizi tanimak acisindan. Tabiki yogun bir donem bekliyor gene ikimizide. Tezimle alakali baya yogun calismalar yapmam lazim. Cunku 1 ay icinde bazi okullara basvuru paketlerimi gonderecegim. Konferans yaraliydi benim acimdan, bir cok hoca ile tanistim, tabiki doktora talabeleri ilede. Amerika da olduktan sonra aslinda her zaman karsilasacagimiz insanlar bunlar. Kendime guvenimde geldi, ve alanimi daha cok sevmeye basladim. Yapacak cok sey oldugunu farkettim. Bende birseyler katmak istiyorum tabiki. Hayirlisi bakalim, bizde dun takim elbise alisverisine ciktik, baya pahalilar ama en sonunda birinde karar verdik aldik. Guzel bir takim zaten uzun seneler giyilecegi icin verdigin paraya biraz acimiyorsun. Esime kalsak en pahalasini aldiracak ama orta yolda anlastik ins :) Esimin giyim zevki baya iyi onun icin verdigim kararlarda onun destekleyici olmasi beni rahatlatoyor. Hayirlisi bakalim. Dallas bizim evimiz olmus artik su gecen 4.5-5 senede, ayni zamanda tabiki oglumuzun memleketi. Ucak Dallas a inince bunuda hissettim, sanki evime gelmis gibi ve herkes tanidik gibi...Turklugumu kaybediyormuyum ne, tabiki uzun suredir TR ye gitmeyince oyle seyler normal tabiki...Size birkac Dallas fotografi...

Wednesday, January 17, 2007

Konferans ve 2 gunluk ayrilik

2 gunluk ayri birakacagim esimi ve oglumu. Gercekten cok ozleyecegim onlari. Gozlerim arkada kalacak acikcasi. Aklim, ve dualarim onlarla beraber olacak. Ins esim gelir bunun uzerinden. Bende biz esyalardan yavas yavas kurtulmaya basladik, ve yeni gelen bir aileye yatagimizi ve kanepemizi sattik. Ben araba tutup goturmelerinde yardimci oldum Allah kabul etsin. Evimiz bosalmaya basladi ama sanki esimde bende yeni dunyalara giderken burada kullandigimiz esyalarin hicbirisini oralara goturmek istemiyoruz giydigimiz esyalar dahil. Baya esyamizi zaten burada kullanilmis esyalarinizi verebileceginiz donation box lar var onlara biraktik. Yani biryerden temizlenirken diger taraftanda hayir islerini birakmak istemiyoruz. Bu arada konferans benim alanimdaki en itibarli konferans ve benim bu konferansta 1 calismam var, ve ins iyi bir dergidede basilacak. Ayni zamanda okulumuzu doktora talebesi olarak temsil edecegim. Yani baya onemli ve yararli bor konferans akademik hayatim icin...

Saturday, January 13, 2007

Esinin insani tamamlamasi

Biz esimle birbirimizi her yonden tamamliyoruz, ve bunun icin ne kadar sukretsem azdir. Ikimizde akedemisyeniz ve bolumlerimiz arasinda tamamlayici konular calisabiliyoruz, yani birbirlerine cok yakinlar, sonucta dallarimiz isletmenin 2 populer dallari. Ben birsey dusunurken oda dusunebiliyor ayni zamanda, yada o dusunurken ayni seyi ben dusunmus olabiliyorum. Boyle seyler cok guzel, yani o beni cok iyi taniyor bende onu. Iliskimiz boyle, anlayisli bir sekilde devam ediyor masallah. Bu iliskilerimizden cocuklarimizda yararlanmasini arzuluyoruz, cunku huzurlu ve iletisim sorunlarinin olmadigi ailelerde cocuklar daha saglikli, basarili, ve yararli oluyorlar topluma. Biz kendi adimiza birseylere karar verirken her zaman danisiriz,ve bununda iyi birsey oldugunu dusunuyorum. Cunku bir onceki yazimda bahsettigim gibi iyi bir rehbere veya rehberlere ihtiyacimiz var ve bu rehberlerden birisi esimiz neden olmasin. Beraber cogu seyi basaracagimizi ve herseyin ustesinden gelecegimizi dusunuyorum ins. Bu ortamda tabiki insan butun verimliliklerini ortaya cikariyor. Kisacasi herkese birbirini anlayan iliskiler ins, cunku buyuk isler evdeki huzur ve anlasmadan geciyor... Esimizi dost edinmeyi bilelim, ve ona deger verdigimizi gosterelim...

Friday, January 12, 2007

Baskalarina bagli olmak ve rehberlik

Insanin rehberinin olmasi cok onemli. Yoksa bu koca colde kaybolabiliyor insan ve yonunu bulamiyor. Bulsa bile vardigi yerin hedefledigi yer olup olmadigina karar veremiyor. Rehbersiz veya yanlis rehberleme boyle birsey iste. Insan kapasitesini kullanamiyor, bir saga bir sola carpip duruyor. Insanin her zaman bole seyler basina gelebiliyor ve bunlarin basina gelmemesi icin tedbiri bastan almak gerek. Rehberimizi cok dikkatli secmeli, ondan sonuna kadar yararlanmali insan. Cok iyi yapiyorum dediginiz seyler belki aslinda o kadar iyi seyler degiller, ve size vakit kaybettirmekten baska ise yaramiyorlar. Bunun icin her adim attiktan sonra rehberimizi kontrol etmeli ve ona yaptigimiz ve gittigimiz yonun dogru olup olmadigini kontrol etmeliyiz. Ozgurluk nerede diyenler sasirabilir ama gercekler boyle yoksa sonunda hayatiniz keske danissa idimlerle dolup kaliyor. Etrafimizda boyle bircok kisi yokm u aslinda...Rehbersiz kalmayalim, yoksa bile hemen bir tane bulalim, en iyisinden. Birakin gonlunuz goturur dogru Rehbere, Rehber arama hastaligina yakalaninca zaten...

Monday, January 8, 2007

Yeni yillar ve hizla gecen gunler

Yeni yil derken gecmis gene 1 hafta, omur olduktan sonrada cabucak gececek gunler, haftalar , aylar ve yillar. Sonunda kacinilmaz son bizim de kapimizi calacak, o zaman alip goturecekler uzak diyarlara bizi. Dunya gozuyle sevdiklerimizden ayrilacagiz, ama sonunda gercege ulasacagiz bu sekilde. Yani her gercege ulasmak insan doguyor yada oluyor, aslinda olmakte bir dogum bizim icin. Otelere ulasmanin anahtari ve kapisi. Elimize tutusturulan anahtarlarla teker teker kapilari zorlayacagiz oralarda. Hani bir otele gidersiniz ve size anahtar verirlerya odaniz icin, iste oyle. Tabiki yaptigimiz iyilik ve kotuluklere gore alacagimiz anahtarda farkli olacak. Ya deniz manzarali guzel bir yerden olacak odamiz yada kotu kokan, daginik, ve icine girince hemen cikmak isteyecegimiz odalardan birisi olacak. Gonlumuz tabiki o deniz manzarali guzel odayi ister, ama hicbirsey o kadar kolay degil. Onun icin calismali ve haketmeliyiz dimi. Buda tabiki bize verilen 24 saati nasil gecirdigimize bagli. Gecmisi dusunmeye gerek yok artik, onlarla alakali tovbe edip gelecegi ve bugunumuze bakip ders alabiliriz sadece. Cunku gecmisi bugun ve yarinlarla telafi edebiliriz aslinda. Ona gore calisip anahtarci kapiyi calmadan kendimizi en iyi sekilde hazirlamaliyiz. Hazir olanlar anahtarci kapiyi calinca hosgeldin diyerek gulerek karcilayacaklar onu, ama vay hazirliksiz olanlarin haline. Son nefeste bile korkarak, bagirarak anahtarcidan eline tutusturdugu anahtari almak istemeyecekler. Aslinda anahtari iyi dairelerden almakta, kotu odalardan almakta elimizde.Yani sans oyunu degil bu. Adil ve gerekli. Degisik anahtarlar olmasa ayrilirmiyidi iyiyle kotu, mazlumla zulumkar, sabredenle sabretmeyen ve listeyi uzatabiliriz daha. Onun icin kontrolu elimize almali ve bugunden baslamaliyiz gereklerini yapmaya... Yeni yiliniz tekrar kutlu olsun, ve bereketlere vesile olsun ins. Dilediginiz gibi olsun butun istekleriniz, ve anahtarinizi iyi yerlerden almak icinde ugrasin elinizden geldigi kadar, basta dedigimiz gibi gunler hizla geciyor ve telafisi yok gecmis gunlerin...

Thursday, January 4, 2007

Yasasin Cross kalemim ve kalemligim oldu

Bugun bizim evliligimizin 5. yildonumu ve sevgili karicigim bana bir Cross kalem almis ve ustune ismimi yazdirmis. Kalem ktusunun uzerinede Happy 5th anniversary yazdirmis, yani cok anlamli ve guzel bir hediye oldu benim icin. Ben oyle ozel seyler dusunemedim, yogunluktan oyle gecistiririz demistim ama 5. yil olunca beklentiler artiyor demekki. Yarinda biricik oglumuz 1. yasina girecek. yani anlayacaginiz pes pese mutluluklar...Ama nasil ozel birsey yapayim acaba...

Tuesday, January 2, 2007

Yeni bir yil ve ilk satirlar

Yeni bir yila girdik, yil 2007 ve insan gecmis yillarin muhasebesini yapiyor ve bu yili nasil istedigi gibi gecirebilir diye dusunuyor. Zaman cabuk gectigi icin Allah omur verdikten sonra daha ne yeni yillari gorecegiz, ve her seferinde bu muhasebe meselesine takilacagiz. Yeni yila aslinda esimde ben de tezlerimizle alaki calismalar yaparak girdik, anlayacaginiz 2007 bizim icin baya yogun gececek ve gerecketen dostlarin manevi desteklerine ihtiyacimiz olacak. Oglumuzda 1 yasina girdi sayilir onun icinde aslinda yogun bir yil olacak 2007. Bizim icinde buyuk bir degisiklik olacak hayatimizda, doktorolar bitecek, yeni bir eyalete ve sehre tasinacagiz, akademik kariyerlerimiz baslayacak ve tahmin etmedigimiz bircok degisim, ve bunu biz heyecanla bekliyoruz. Umarim hepimizin istedigi gibi bir yil geciririz ve 2008 ede bu sene bizi baya yogun gunler bekliyor diyip baslariz. Hadi Bismillah diyip basliyoruz niyet ettigimiz seylere o zaman...