Tuesday, September 25, 2007

soyle boyle

Hergun sabah kalkinca oglumuzun bagirislariyla uyanirken, bugunlerde bizimle barber yattigi icin ayaklari uzerimizde uyaniyoruz. Uyanir uyanmaz basliyor gunumuz, esime hadi gec kaliyoruz diyorum. Halbuki saat daha 7am. Ama hazirlanip evden cikincaya kadar saat 8i coktan geciyor. Kayinvalidemler geldigi icin oglumuzu bizimle cikmiyor artik her sabah disariya. O evde dolasmaya devam ediyor bagira bagira, sarki soyleye soyleye. Evimiz tren istasyonuna cok yakin onun icin hemencecik variyoruz istasyona, ve biniyoruz Boston T lerine. Yaklasik 15 dakikalik metro yolculugundan sonra okulumuza variyoruz. HEr sabah esimle asansoru kullanalim mi diye konusuyoruz, ve herseferinde kullanmaya karar veriyoruz. Benim ofisim 4. katta onun icin bana zor geliyor eski dik merdivenlerde acikcasi. Ama bazen asansordce gec geliyor, esimde bu yuzden bana bakiyor bir ic cekiyor. Ama sonunda geliyor asonsor. Esim 3. katta indikten sonra ben 4. kata devam ediyorum. Genellikle ben ofise geldigimde kimse okulda olmuyor. Sekreterimiz geldi ise ona Gunaydin diyorum, oda gulerek cevap veriyor. Kendisi Italyan asilli, ve bununla baya gurur duyuyor. Odam sekreteri gecince saga dondukten sonra sagdaki ilk oda. Odam okuldaki en serin odalardan birisi. Bende cok soguk odalari sevmem ama alismayada tabiki basladim. Son model bilgisayarimida calistirdiktan sonra gune maillerimi cekmekle basliyorum. Gunum boylelikle geciyor ayni sekilde hergun. Bazi gunler Harvard da ve MIT de seminerler oluyor onlarada katiliyorum, ve simdilik bun sekilde yorucu bir sekilde geciyor gunlerimiz. Boston hastaliklariyla unlu bir sehir ve bunlardan da aliyoruz tabiki nasibimizi. Projelerimizde iyi gidiyor simdilik. Londradaki ortak yazar arkadasimda tabiki yerinde durmuyor devamli besliyor engin bilgileriyle bizleri. Simdilik bu kadar. Kalin saglicakla.

Friday, September 7, 2007

Boston

Geldik sonunda yerlestik bu Boston denen sehre. Turkce karsiligi oldugu icinde yazildigi gibi okuyor Turk tanidiklar tanidklar. Ama ingilizlerde oyle okuyormus heralde. Evimize yerlestik, ve esyalarimizi aldik tabiki esimin istedigi turden. Bayanlari tatmin etmek baya zor alsinda, onun icin gozunu kapayacaksin ve alacaksin. Sonra evde mutlu mutlu yasayacaksin. Hem sen mutlu hem de onlar. Oglumuzda krese basladi ama kres yolumuz uzerinde olsada kostebek gibi yolun ustune cikmak tekrar inmek gercekten yorucu. Onun icin kayinpederleri cagirdik, sagolsun geliyorlar 1-2 hafta icinde ayin 18inde. Bizimkilerde ins terslik cikmazsa Ocak ayina yada subat ayina gelirler diye dusunuyoruz ama bakalim hayirlisi. Bu sehir cok yorucu, cunku devamli toplu tasima araci kullaniyoruz ve her turlu insanla beraber olman gerekiyor. Ama alisiyoruz sanki, sehir bize kendini sevdirmeye basliyor ve elh diyoruz. Bakalim ileriki gunler ne gosterir bilinmez. Okulda iyi sukur. Gidip geliyoruz derslerimiz basladi ve ogrencilerimizle bulustuk. Ilk bulusma basarili gecti sayilir. Bakalim nasil olacak devami. Ins hayirlisi. Ilk senemizde iyi bir degerlendirme almamiz lazim ogrencilerimizden. Selim buyuyor ve tabiki olaylara yaklasimi ve size olan bagliligida degisiyor. Kendini vazgecilmez yapiyor. Heyecenaliyiz bakalim, yeni ve yorucu hayatimiza alismaya calisiyoruz. Ustesinden geliriz ins dualarinizla. Buralara yollariniz duserse bekleriz bakalim...